Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

H.M.S. 44. Nefs Mücahedesi Hakikati

44. NEFS MÜCAHEDESİ HAKİKATİ

Efendimiz Tebük savaşı sonrası sahabelere “Küçük savaştan büyük savaşa (cihada) gidiyoruz” buyurmuşlardır. Sahabelerin “büyük cihad” nedir Ya Resulullah sorusuna “Nefsinizle yaptığınız cihaddır” buyurmuşlardır. Bunu geniş zamana yayan hadisinde de “Mücahid nefsiyle savaşandır” buyurmuşlardır. Mücahitler ceht, gayret ve sıkıntı sahipleridir. Bunlar dört sınıftır: Birinci sınıf herhangi bir şeyle sınırlanmaksızın mücahit olanlardır. “Allah mücahitleri oturanlardan üstün kılar” (Nisa/95) ayetinde dile getirilen durumdur. İkinci sınıf; “Allah yolunda” sözüyle sınırlanan mücahitlerdir. Bu ise “Allah yolunda cihat ederler” (Nisa/95) ve “O’nun yolunda cihat” (Nisa/95) ayetinde dile getirilir. Nefs Allah yolunda cihat ederek, kendi hakikati olan Allah’ın nuruna ve Kur’an’ın sırrına ulaşabilir. Böyle bir cihad ile “üstün kılınanlardan” olur. Üçüncü sınıf ise O’nda cihat edenlerdir. Bu ise “Bizde cihat edenleri yollarımıza ulaştırırız” (Ankebut/69) ayetinde dile getirilir. Burada “ulaştırmak” kimde cihat ettiklerini öğrenmelerini sağlarız demektir. Allah ile O’nun efal, esma, sıfat ve Zatında nefsindeki hakikati müşahede ve idrak edenlerdir. Hakk’ın Adem’i kendi suretinde yarattığını idrak ederek, nefsi hakikatlerine ulaşanlardır.

Dördüncü sınıf ise “Allah’ta hakkıyla cihat edenlerdir” (Hac/78). Bunlar nefsi hakikatlerini müşahede ve idrak ettikten sonra, bu hakikate “hakkıyla” değerini verenlerdir. Hakkıyla cihat “Allah’tan hakkıyla sakınırlar” (Ali-İmran/102) ve “Kitabı hakkıyla okuyanlar” (Bakara/121) ayetinde belirtilen “hakkıyla” ifadesine benzer. Bu ise nefsi natıka hakikatini idrak ile Kur’an sırrını açarak Kur’an-ı Natık olarak yaşamaktır. Bütün bunlar mücahedenin bizzat nedeni, sonucu ve yaşantısıdır. Mücahede yükümlülüğe eşlik eden makamlardandır. Bu nedenle yükümlülük sürdükçe, mücahede de sürer. İlahi suret (hüviyet) idrak edilip ve “Adem’i kendi suretimde yarattım” kudsi hadisi yaşandığında mücahede hedefine ulaşmıştır. Geriye bu hakikati “hakkıyla” yaşanması kalmıştır. Bunun içinde mücahede ömür boyu sürmelidir. Mücahede edenler şu hakikatle müjdelenmiştir: “Dünya ve ahirette onlar müjdelenmiştir” (Yunus/64). Zira Hakk suretinde Hakk’ça yaşantı içinde Kur’an-ı Natık vasfını kazanmışlardır. Allah mücahede edenlere ilimde de tenezzül etmiştir. Onlar nefs mücahedesi sırasında ilim-irfan tahsil ederler. Allah şöyle der: “Öğreninceye kadar sizi deneyeceğiz” (Muhammed/31). Allah alimdir ve böylelikle kullarıyla ünsiyet ederek, onlara kendini öğretir.

Mücahede nefsi bedensel güçlüklere zorlamaktır. Bu güçlük mizaca bir zayıflık ve bitkinlik verir. Nitekim riyazatda nefsin ahlakını sıkıntıya katlanmaya zorlayarak güzelleştirmek demektir. Mücahedenin hedefide “Kur’an Ahlakı” ile süslenmektedir. Hakkın isimleri ve sıfatlarıyla tahahhuk etmektir ki, bu Hakk’ın Ademi kendi suretinde yaratmasının anlamıdır. Meşakkatin en üstünü ise Allah’ta, cihat etmektir. Nefsi Kur’an ve Sünnet eylemektir. İlahi hükümlere riayet eden nefs için bu meşakket olmaktan çıkar ve zevk haline gelir. Bu durumda mücahedenin sıkıntısıda biter. “Allah ile” (billahi sırrıyla) yaşamın zevkine erilir. Bu açıdan özellikle nefsi sıkıntıya zorlamak emmare, levvame ve mülhime mertebelerinde şarttır. Daha üst mertebelerde ruhani riyazat geçerlidir. Bu ise bahsedilen “Allah’ın ahlakı ile ahlaklanma”  ile ilişkilidir.

Nefse en ağır gelen şey “ölüm” dür. Nefs ise kişinin kendine ait değil, Allah’ın kişiye emanetidir. Bu nedenle en büyük cihat “ölmeden önce ölünüz” hadisinin yaşanmasıdır. Bu ise nefsin hakikatinin idrakiyle mümkündür. Nefs hakikati itibariyle Allah’ın nurunu ve Kur’an’ın sırrını taşımasıyla Allah’a aittir.

İşte bu nefs emanetini “hakkıyla” Allah’a teslim etmek ve ondaki tecellilere razı olmak “Ölmeden önce ölüp Müslüman olmak”tır. Nefs mücahedesinin temelinde bu hakikat yatar. Her nefis ölümü tadacaktır. Ancak bu şekilde irfani bir nefs mücahedesi ile emanetini ehline vermek ve emanetteki Hakk’ın tecellilerini beklemek zirvedir. Tasavvufta bu fena ve beka hakikatidir. Bu şekilde ölümü tadanlara Hakk’ın müjdesi şudur: “Allah yolunda öldürülenleri ölüler saymayınız, Onlar diridir, Rablerinin katında rızıklanırlar, sevinmiş bir halde” (Ali-İmran/169)

Onlar ölmeden önce ölünüz” hadisinin yaşanarak Hakk’ı bu alemde müşahede edenlerdir. Yaşantıları “Hakk ile” “Hak’ça” dır. Nefs mücahedesinden hedeflenen maksat da budur. Kelime-i şehadet bu gerçeği anlatır. Hz. Ali (kv) nin “Görmediğim Allah’a ibadet etmem” sözünün altında yatan bu hakikattir. Bu nedenle nefs mücahedesi yapanlar “üstün kılınmış” ve “dünya ve ahiret saadeti” ile müjdelenmişlerdir. Bu nedenle Allah şöyle buyurur: “Mallarınızla ve nefislerinizle Allah yolunda cihat ediniz” (Hucurat/15).



önceki sayfa               sonraki sayfa

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam104
Toplam Ziyaret841507
Hava Durumu
Saat
Takvim