Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

H.M.S. 43. Cehennem Hakikati

43. CEHENNEM HAKİKATİ

İblis Allah’a şöyle der: “Cömert davrandığın şu kimseye bak! Azı müstesna, onun zürriyetinden herkesi yoldan çıkaracağım” (İsra/62). Allah ise cömertliğinden ve merhametinin genişliğinden, İblis’e şöyle der: “Onların arasından sana uyanlarla beraber defol! Çünkü sizin cezanız, uygun bir karşılık olarak cehennem olacaktır. Sesinle onların arasından başarabildiğini ayart. Atlarınla onları kendine çekmeye çalış ve oğullarına ve çocuklarına ortak ol. Onlara vaatlerde bulun” (İsra/62).

Öyleyse İblis ancak Allah’ın emriyle gelmiştir. Bu emir, tehdit ve korkutma içeren ilahi bir emirdir. Bu emir, bizim hakkımızda güçlü bir denemedir. Bu deneme sayesinde Allah, hem bize hem İblis’e sözünün ve gücünün geçmediği kimseler bulunduğunu göstermek istemiştir.

Allah başarısızlığa uğrattığı kullarını iki kısma ayırmıştır. Birinci kısım, kendilerinden meydana gelen günahları zarar vermeyenler. Bu durumdaki kişiler “Allah size katından mağfiret ve ihsan taahhüt eder” (Bakara/268) ayetinde belirtilir. Dolayısıyla ateş onlara temas etmez. Bunun nedeni Allah’ın onları tevbesini kabul etmesi ve yüce topluluk velilerin bağışlanmaları için bu gruba dua etmesidir. Diğer bir grubu ise günahları nedeniyle cezalandırır. Bu kısım cehennemliklerdir. Cehennem ehli olan kimselerdir. Allah’ın kendileri hakkında “Ey günahkarlar. Bugün ayrılın” (Yasin/59) dediği günahkarlardır. Kastedilen kimseler, oranın (cehennemin) sakini olmayı hak edenlerdir. Bu günahkarlar hepsi cehennemde olan ve oradan çıkmayacak onlanlardır. “Orada asırlarca kalacaklardır” (Nebe/23).

Bunlar, Firavun vb. gibi rab olduğunu iddia edip Allah’ın Rablığını reddederek Allah’a karşı büyüklenenlerdir. Firavun şöyle demişti: “Ey topluluk! Benden başka bir ilahınızın olduğunu bilmiyorum” (Kasas/38). Bir keresinde de şöyle demişti: “Ben sizin en büyük rabbinizim” (Naziat/24). Nemrut ve diğerleride böyledir.

İkinci grup, Allah’a şirk koşan kimselerdir. Onlar, Allah ile birlikte başka ilahlarda kabul eder ve şöyle derler: “Biz onlara, sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz” (Zümer/3). Başka şekilde şöyle derler: “(Peygamber) İlahları tek bir ilah yapıyor. Bu tuhaf bir iştir” (Sad/5). Üçüncü grup ateistlerdir. Onlar ilahı bütünüyle reddedenlerdir. Böylece onlar alem içinde ve alemden bir ilahın varlığını kabul etmezler.

Dördüncü grup münafıklardır. Onlar üzerindeki menfaat nedeniyle Müslüman olduklarını söyleyen ve menfaatleri nedeniyle canları, malları ve nesilleri hakkında korku duyan ve hevalarına tabi olanlardır. Hevalarını ve heveslerini ilah edinenlerdir. Zahirde Müslüman görünen, batında ise şirkte olanlardır. Bunların dört grup olmasının nedeni, ayette iblisin önümüzden, arkamızdan, sağımızdan ve solumuzdan bize geleceğini bildirmesidir. İblis ortak koşana önünden gelir. Ateiste arkasından, kibirliye sağından, münafıka ise solundan gelir. Sol en zayıf yöndür. Çünkü münafık bu grupların en zayıfıdır. Kibirliye sağından gelir. Sağ gücün yeridir. Çünkü kibirli, kendinde bulduğu güç nedeniyle büyüklenendir. Müşrike ise önünden gelir. Çünkü ön görüş yönüdür. Böylece gören kimse, Allah’ın varlığını kabul eder ve O’nu inkar edemez. İblis ise onun arkasından gelir. Çünkü arka bakma yönü değildir. Bu nedenle “ilah yoktur” der.

Cennet ve cehennemlikler arasında şöyle bir farkda vardır: Cehennemde ilahi ihtisas mertebeleri bulunmayışı nedeniyle cennetten farklıdır. Allah’tan gelen bir tahsis azabı yoktur. Allah azabını dilediğine tahsis edeceğini kesinlikle bildirmemiştir. Buna karşın rahmetini ve ihsanını dilediğine tahsis edeceğini bildirmiştir. Öyleyse nimetlerinde cennet, cehennemliklerin azabının ölçütünden farklıdır. Cehennemlikler sadece amelleri karşılığında azap görür.

Cennetlikler ise amelleri karşılığında olduğu gibi ilahi rahmet ve ihsan gereği ihtisas cennetlerinde amelleri dışında da nimet görürler. Cehennem ile cennet arasındaki bu fark ilahi rahmetin gazabı geçmiş olmasından kaynaklanır. Cehennemliklerden ateşe yerleşen herkes, kendi amelleri nedeniyle yerleşir.

Cehennem kapılarında bu dört kapıya götüren vasflardır. Bunlar nefsi emmare vasıflarıdır ki Kur’an ve Sünnette kınanmışlardır cehenneme girenler şöyle derler: “Biz namaz kılanlardan olmadık. Yoksullarıda doyurmadık. Biz boş işlerle ilgilenenler gibi daldık gittik. Din gününü yalanlıyorduk” (müddessir/42-46). Bunlar ahirete inanmayanlar ve kıyamet gününü kabul etmeyenlerdir. “O günü sadece taşkın ve günahkarlar yalanlar” (Mutalfifin/12) ayeti bu vasıfları taşıyanları açıklar.

Cehenneme götüren vasfılar ve özellikler Kur’an ve Sünnette zikredilmiştir. Bu vasıfları iblis (Mudill) telkin eder. İnsanda nefsin heva ve heveslerine uyarak adım adım cehenneme yol alır. Cehennem Allah’ın gazap isimlerinin tecelli yeri, cennet ise rahmet ve nimet isimlerinin tecelli yeridir. Nefsini dünyada tezkiye etmeyen cehennemde arınmaya tabi tutulur. Bu da azap isimlerinin tecellisi ile gerçekleşir.


önceki sayfa               sonraki sayfa

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam240
Toplam Ziyaret840904
Hava Durumu
Saat
Takvim