Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

H. Ş. 147. Hacc – Umre,Hakikat-i İlahiye, Hakikat-i Muhammedi

147. HACC – UMRE,HAKİKAT-İ İLAHİYE, HAKİKAT-İ MUHAMMEDİ

“Ey ümmetim, hacca ve umreye devam edin nasıl körük demirin pasını gideriyorsa hac ve umrede fakirliği giderir”

Hacc ve umre kişinin Hakk’ı ziyaret ederek bilmesidir. Nefsine arif olup Rabbine arif olmasıdır. Kabe, Hakk’ın Ahadiyeti Zat, Uluhiyeti Zat ve Rububiyeti Zatının idrak edilmesidir. Zira kabe bunların temsilidir. Allah insanada gönül kabesine nefsi natıkayı koyarak onu kendinle zenginleştirmiştir. Gönül kabesi (nokta-i süveyda) Hakk’ın Ahadiyetinin, Uluhiyetinin ve Rububiyetinin idrak edildiği merkezdir. Zira nefsi natıka Allah’ın nuru ve Kur’an’ın sırrı makamıdır. Nefsi natıka, Ruhul Azam ve Ruhul Kudusün ve ilahi isimlerin tecelli mahallidir. İlahi Zat her şekilde orada tecelli eder. İnsanda ancak bu tecelliler ile vardır. İnsanı zengin eden Allah ismini tecelli mahalli oluşudur.

“İnsanların Hakk’a tazim için yerde ilk oluşturulan bina Mekke’dedir. Orada makam-ı İbrahim vardır. Her kim o kudsi mekana girerse emindir. İnsana Allah için haccetmek farzdır” (Ali-İmran/96-97).

Hacc, Hakikati  İlahiyede cemalullah ve celalullah seyirdir. Alemlerin idrak edilişidir. Kabe ve çevresindekiler bunun sembolüdür. Haccın hakikati eserimizde ayrıntılı bilgi vardır. İnsanın hakikati Kabe misalidir. Nefsi natıka, onda faaliyete geçen ruh, akıl ve sır kabenin içi gibidir. Uluhiyetin idraki için nefsinde dürülü olan ilahi Zatı, sıfatlarını ve isimlerini idrak etmek lazımdır. İnsanın hakikatinde (hakikat-i insaniye) bütün bunlar dürülüdür. Bunların gerçek hüviyetleri ile tecellisi nefsi natıkayı asıl hali olan Allah’In nuru ve Kur’an’ın sırrı makamına çıkarır. Günahtan eser kalmaz. Nefsi natıka kendi hakikati üzere ruh ile şerelenmiştir.

“Ruhumdan üflediğim zaman” (Sad/72) ayeti bu hakikati anlatır. Ruhul Azam ve Ruhul Kudüs üflendiğinde nefsi natıka bunlarla aktif hale gelerek “kudsiyet” kazanır. Kabe bu hakikatleri içeren Ahadiyeti Zatın ve Uluhiyeti Zatın sembolüdür. Kişide Allah’ı bu vasıflarla uluhiyeti ve Rububiyeti üzere tanır. Kalbimizdeki (gönül kabesi) tecelliler ledünni ilimler ve ilahi marifetlerdir. İnsan bu marifetlerle nefsini ve Rabbını bilir. Bekabillah olarak “Allah ile” zenginleşir.

Kesrette vahdeti ve vahdette kesreti hacda en kemalli şekilde idrak eder. Tevhid idraki ile yoluna devam eder. Halkta Hakk’ı; Hakk’ta halkı müşahede eder. Müşahede ettiği hakikat, nefsindeki tecellilerdir. Nefsindeki irfan düzeyinde Allah’a karşı irfana kavuşur. Bu marifetlerin oluştuğu yer Hakikat-i Muhammedi’den feyz alan makam-ı İbrahim’dir.

Her kim bu hakikatlere nail olursa dünya ve ahirette emindir. Zira Allah’ın Zatı, sıfatı ve isimleri onda tecelli halindedir. Bu tecelliler ile “Gani” zengin olmuştur. Alemlerdeki tecellileride Hakk’la bilir ve Hakk’ın “alemlerden mustağni” olur yani “Allah alemlere muhtaç değildir” (Ali-İmran/97) ayetini idrak eder. Kendi “Allah ile” zengindir ve nefsi natıkası aslına ulaştığından asli üzere günahsızdır. Tertemizdir.

İnsanı kendi hakikatine ve Rabbına ulaştıran idrak kabul edilmiş hacc ve umre düzeyindedir. Manevi-batıni hacc olarak addedilir. Bu irfandan uzak hacc sadece zahiridir. Haccın kemali zahiri ve Batıni idrak ile tamamlayan hacc ve umredir. Umrede Hakikati İlahiyede Hakikati Muhammediye’yi idrak etmektir. Bunun yoluda nefsini bilmekten geçer. Zira en kemalli nefsi natıka Peygamber Efendimizin nefsi natıkasıdır. Allah’ın aynasıdır. Ferdiyeti Zatıyla alemlerde yansır. İlahi Hakikat, Hakikati Muhammedi ile alemlerde açığa çıkmıştır. Hacc ve umreyi Batıni olarak idrak için, Allah ve Muhammed, Resul hakikatini bilmek gerekir. La ilahe illallah, haccın hakikatini ve Muhammeden Resulullah ise umrenin hakikatini açıklar. Bu nedenle “umre şefaat” olarak değerlenir. Zira umre yapan Hakikat-i Muhammediye’yi idrak etmiştir. Hakikat-i İlahiyeyi, uluhiyeti o kanaldan anlamıştır. Kabe ve örtüsü bu hakikati anlatır. Bu hakikatin müşahedesi ise kelime-i şehadette yerini bulmuştur. Tevhid akidesini müşahedeli olarak yaşamış ve Vahdeti Vücud Şuhudu ile alemlerde O’nu ve uluhiyetini seyretmiştir.

Kısaca Şeyhi Ekberi haccın esası hakkında şeyh Şibli ile görüşmesini faydalı olur amacıyla belirtelim:

S:1.

-          Hacca niyet ettin mi?

-          Evet

-          Yetmiş iki dalalet fırkasının itikadından ehlisünnete akdettin mi?

-          Hayır

-          Niyetin fasiddir.

S2.

-          İhrama girdin mi?

-          Evet

-          Efal, sıfat ve Zatından fani oldun mu?

-          Hayır

-          İhrama girmemişsin

S:3.

-          Guslettin mi?

-          Evet

-          Nefs, ruh, akıl ve kalbini Hakk’tan başkasından temizledin mi?

-          Hayır

-          Guslün fasiddir

S:4.

-          Mescid-i Haramı gördün mü?

-          Evet

-          Bütün haram kılınanlardan tevbe ettin mi?

-          Hayır

-          Mescid-i Harama girmemişsin

S:5.

-          Beytullahı gördün mü?

-          Evet

-          Nurunun semada beytül mamura ulaştığını gördün mü?

-          Hayır

-          Beytullah’ı görmemişsin

S:6.

-          Lebbeyk Allahümme lebbeyk dedin mi?

-          Evet

-          Zatı Hakk’tan cevabını işittin mi?

-          Hayır

-          Lebbeyk dememişsin

S:7.

-          Hacerül Esvedi musafaha ettin öptün mü?

-          Evet

-          Allah’a musafada fani olup cezbeyle nurun eseri elinden zahir oldu mu?

-          Hayır

-          Şu halde musafaha etmemişsin

S:8.

-          Yedi tavafta melekleri müşahede ettin mi?

-          Hayır

-          Hakikaten tavaf etmemişsin

S:9.

-          Makam-ı İbrahimde iki rekat namaz kıldın mı?

-          Evet

-          Hz. İbrahim imametine uydun mu?

-          Hayır

-          Namaz kılmamışsın

S:10.

-          Safa dağına çıktın mı?

-          Evet

-          Kevni ve manevi illetlerden safi oldun mu?

-          Hayır

-          Namaz kılmamışsın

S:11.

-          Merveye ulaştın mı?

-          Evet

-          Kalbine sekinet geldimi

-          Hayır

-          Merveye uğramamışsın

S:12.

-          Traş oldun mu?

-          Evet

-          Hırsını ve uzun emelini kestinmi?

-          Hayır

-          Traş olmamışsın

S:13.

-          Safa ile Merve arasında (hervele) edip koştun mu?

-          Evet

-          Dünya ziynetlerinden kaçtın mı?

-          Hayır

-          Hervele yapamamışsın

S:14.

-          Arafatda vakfeye durdun mu?

-          Evet

-          Nefsi natıkanı ve Rabbını bildin mi?

-          Hayır

-          Arafata çıkmamışsın

S:15.

-          Müzdelife mescidine girdin mi?

-          Evet

-          “Bunu unuttuğunda Allah’ı an” (Kehf/24) deyip nefsini ve halkı idrak ettin mi?

-          Hayır

-          Müzdelifiye görmemişsin

S:16.

-          Minaya geldin mi ve kurban kestin mi?

-          Evet

-          Nefsini ne suretle kurban ettin?

-          Bilmem

-          Minaya gelmemişsin

S:17.

-          Şeytanı taşladın mı?

-          Evet

-          Cehaletini atıp tevhid ve ledün ilmini aldın mı?

-          Hayır

-          Taşlamamışsın

S:18.

-          Ziyaret tavafı yaptın mı?

-          Evet

-          Rabbını görüp ne ikram ve ihsan eyledi

-          Bilmem

-          Ziyaret etmemişsin

S:19.

-          Veda tavafı yaptın mı?

-          Evet

-          Nefsinden ve mekrinden külliyen çıktın mı?

-          Hayır

-          Veda Haccı yapmamışsın

S:20.

-          İhramdan çıkıp hayvaniyet elbisesini çıkarıp insaniyet elbisesini giydin mi?

-          Evet

-          Bundan böyle helal yemeğe azmettin mi?

-          Hayır

-          İnsaniyet elbisesini giymemişsin

 

-          Ey şeyh Şıbli bir daha hac seferinden bu yirmi hakikati görerek haccedesin buyurdu.

 

İşte bu irfanı hakikatler ancak nefsni bilerek anlaşılır. İrfan yolu bu nedenle hacc ve umre yolculuğudur. Batıni irfanla manevi hacı olmaktır. En kemalli olanı ise zahir ve batın haccı birlikte yapmaktır.

Resulullah bu hakikatlerden olanları ise hadiste şöyle belirtiyor:

“Ümmetimin üzerine bir zaman gelecekki zenginler tenezzüh içinde haccederler, orta halleri ticaret için giderler, okuyucuları gösteriş için giderler, fakirleri dilenmek için giderler”

Allah hem batın hem zahir hacc ve umreyi kamil manada yapabilmeyi nasip etsin. Amin.


önceki sayfa               sonraki sayfa

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam63
Toplam Ziyaret841726
Hava Durumu
Saat
Takvim