Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

H. Ş. 143. Nefesi Rahman ve Rahmanın Nefesi Arifler

143. NEFESİ RAHMAN ve RAHMANIN NEFESİ ARİFLER

“Dikkat ediniz! Rabbinizin yaşadığınız bu günlerde rahmet nefesleri vardır. Dikkat ediniz! Bunlara hücum/taaruz ediniz”

Alemler ve insanın varoluşu “Nefesi Rahman” kaynaklıdır. Nefesi (Nefsi) Rahman Allah’ın Zati tecellisi olan “genel-vahid vücud nuru tecellisi” dir. Her mevcudun ilmi hakikati “Nefsi Rahman” ile vücud bulur. Nefesi Rahman tüm taayyünlerde ve tecellilerde mevcuttur. Alemleri içeriden ve içeriden sarmıştır. İnsanda Nefesi Rahman ile mevcud olmuştur. Batınında bu hakikat ve sır gizlidir. Efendimiz bir hadisinde: “Bana dünyanızdan üç şey sevdirildi: Kadın, güzel koku, gözümün nuru namaz” buyurmuştur.

Kadın tasavvufta tezkiye olmuş nefsi anlatır. Nefsi natıka arınmış olduğunda ondaki nefesi (nefsi) Rahman zuhura çıkar. Nefesi Rahman’ın zuhuru “güzel koku” iledir. Tüm vücuttan yayılır. İnsan nefesi ise Nefesi Rahman’ın temsilidir. Zira varlığını nefesi ile devam ettirir. Nefsi natıka asli orijinal haline geldiğinde bu nefesinden güzel koku olarak açığa çıkar.

Nefsi natıka arındığında kendinde dürülü olan Kur’an zuhur eder ve nefsi natıka Kur’an-ı Natık halini alır. Böyle bir durumda nefesle birlikte güzel koku ve onun temsili güzel söz ve davranışlar oluşur. Kur’an-ı Natık olanlar arınmışlar ve kurtuluşa erenlerdir. Nefsi natıkalarındanki Kur’an sırrını Kur’an sırrını “İkra=Oku” (Alak/1) emri ile açığa çıkarırlar. Nefislerine arif olan ve Rabbine arif olanlar bu insanlardır. “Oku” emriyle arifibillah olarak hem alemlere hemde taliplilere Kur’an’ı öğretip yaşatırlar. Hadistede buyurulduğu gibi her zaman Rahmanın nefesleri yeryüzünde mevcuttur. Hedef onları talep etmektir. Allah’tan böyle bir arif ile karşılaşmayı istemek adeta emirdir. Nefesi Rahman sahibi arifibillahlar alemlere rahmettir. Peygamberden gelen yansımayla ve nefsilerinde Kur’an sırrı ile talipleri Hakk’a ulaştırırlar. Böyle bir arif konuştuğunda açığa çıkan bir ses-söz vardır. Bu söze yüklenen mana, manaya yüklenen Ruh ve Ruha yüklenen Nur mevcuttur. Ses, mana, ruh, ve nur taliplerin nefsinde dürülü olan hakikatlere hayat verir. Ölü kalpleri diriltir. Cahili alim, talibi irfan sahibi yapar. Taliplerin istidatı ve gayreti oranında onları Allah’a ulaştırır. Talipleri manevi hayat sahibi yapani insan vasıflarına kavuşturan nefesi rahman sahibi arifibillahlardır. Nefsi natıkaları Allah’ın Nuruna ve Kur’an’ın sırrına kavuştuklarından, bu ruhu ve nuru karşısındaki kişilere aktarırlar. Bu nedenle arifibillahlar ile sohbet ibadet hükmündedir. “İlim öğrenmek kadın erkek her müslümana farzdır” hadisince, sohbetten elde edilen ilim ve irfan farzın yerine getirilmesidir. Ayrıca “Arif bir kişi ile bir saatlik sohbet yetmiş yıllık nafile ibadet hükmündedir” kelamına görede nafile ibadet yerine getirilmiş olur. Kudsi hadiste belirtildiği gibi:

“Kulum Bana farzlarla yaklaştığı gibi hiçbir şeyle yaklaşamaz. Kulum Bana nafilelerle de yaklaşırsa Ben o kulumu severim. Kulumu sevince de gören gözü, işiten kulağı, söyleyen dili, yürüyen ayağı olurum. Benimle görür, Benimle işitir, Benimle söyler, benimle yürür…”

Arifibillahlar bu vasıfları taşıyanlardır. Sahip oldukları nefesi Rahman ile alemlere ve kendinden talep edenlere rahmet sahibidirler. Hakka vuslat vesileleri ve rehberleridir. Sahip oldukları Nefesi Rahman ile karşıdakilerin nefsini tezkiye ederek, onları Hakka yavaş yavaş istidatlarını yaşayacak seviyeye yükseltirler. Her devirde arifibillahlar mevcuttur. Bunu açıklayan hadiste “Yeryüzünde Allah… Allah… diyen var oldukça kıyamet kopmaz” buyurulmuştur. Arifibillahlar kendileri “Allah” isminin vücudlarında “Rahman” isminin zuhur mahalleridir. Bu özelliği Peygamber varisi ve Vekili olarak sürdürürler. Dikkat ediniz! Hitabıyla bunların varlığı açıklanmış ve bunları vesile ve rehber edinmek adeta emredilmiştir. Allah’ın birinci rahmeti insanı dünyaya getirmesi, ikinci rahmeti ise bir arifbillah ile denk getirmesidir. Birincisi maddi doğum, ikincisi ise manevi doğumdur. Hz. İsa (sa) şöyle buyurmaktadır: “insan iki kere doğmadıkça melekut alemine yükselemez” melekut alemine yükselmeyen ise nefsine ve Rabbına arif olamaz.

Halbuki hedef “Nefsine ve Rabbına arif” olmaktır. Hadiste “Nefsine arif olan Rabbine arif olur” bu kibarca emredilmiştir. Ayrıca kudsi hadiste şöyle buyuruluyor: “Ben gizli bir hazineydim. Bilinmekliliğimi sevdim. Halkı yarattım. Taki Beni bilsinler”

Yukarıdaki bilgilerle insanın yaradılış amacı kendi hakikatini ve bu hakikatte tecelli eden Rabbını bilmesidir. Nasıl ki zahirde eğitim öğretmenler vasıtasıyla gerçekleşiyorsa, batındaki eğitimde arifibillahlar ile gerçekleşir. Onlar Rahman’ın rahmet nefesleri (nefisleri), Hakk’a ulaşmaya vesile ve öğretmenlerdir. Bu gerçeği Hz. Resul şu hadisi ile açıklamıştır. “Ben sizin için öğretmenim”. Zahirde en iyi öğretmenleri talep edip ulaşmak için her şeyi yapıyorsak, manevi eğitim ve ebedi hayatımızı kazanmak için en az o düzeyde arifibillahları talep edip onlara ulaşmak için elimizden geleni yapmalıyız. Hadis “bunlara hücum ediniz” emri ile bu hakikati açıklamaktadır.

Arifibillahlara ulaşıp onlardan ilim tahsil etmek ve gereken çaba ve gayreti-azmi göstermek her insanın görevidir. Her insan Allah’a ulaşabilecek istidatta yaratılmıştır. Kişideki istidatın açığa çıkması ve menzile ulaşıp Hakk’la buluşması için arifibillahlar vesile, öğretmen ve yolculuklarında gözetmendir.

Taaruz iki kısımdır. Birisi çabadan soyut kısımdır. Bu kişinin ayan-ı sabitesindeki istidatıdır. İkincisi ise çaba ile karışık kısımdır. Kişinin Zati istidatının şehadet aleminde yapılması gereken şeyleri içerir. Bunun başında bir arife teslimiyet gelir. Kişinin külli istidatının, cüzi ve tafsili olarak yaşaması için bu gereklidir. Arif kişiye ayna olarak istidatını yaşaması için vesile rehber olur. Bir diğer unsur ise muhabbettir. Muhabbet iki şey arasında oluşan sıkı bir bağdır. Yolculuk muhabbet ile sağlıklı olur. Diğer çaba ise kişinin farkını ve aczini bilmesidir. Diğeri ise Hakk’tan başkasına muhabbet duymaması ve duyduğu muhabbeti Hakk için duymasıdır. Zahiri her türlü çabanın gösterilmesi zaruridir. Bunları sağlayan “Zatı münasebet” “hüviyet beraberliği” dir. Arifibillah’a teslimiyetin sırrıda bu hakikatlerde gizlidir. Aradaki beraberlik ve muhabbet yolculukta temel faktördür.


önceki sayfa               sonraki sayfa

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam314
Toplam Ziyaret842662
Hava Durumu
Saat
Takvim