H. Ş. 106. Nuru Muhammedi ve Kabir Ehli Veliler
106. NURU MUHAMMEDİ ve KABİR EHLİ VELİLER
“Ahiret işlerinde sıkıldığınızda kabir ashabı olan enbiya ve evliyadan yardım isteyin”
Allah kudsi hadisinde şöyle buyuruyor;
“İşlerde şaşırırsanız kabir ehlinden yardım isteyiniz”
Bir veli kulun yetişmesi tamam olunca yani Hakikati Muhammedi’ye vuslat hasıl olunca, Aziz ve Celil olan Rabb oraya konuk olur ve o Velinin kalbi “Rabbi kabri” olur. Bu kulun benzerleri kabir ehlidir. Nefsi marziyye ve nefsi safiye ehli kesrette vahdeti ve vahdette kesreti müşahede ettiklerinden “tevhid-i Zat” a ulaşmıştır. Rabb onların kalbinde (nefsi natıkalarında) her şekliyle tecelli eder. Durum böyle olunca anlatıldığı gibi bir Zattan din ve dünya işinden şaşıran biri yardım talep ederse, o kişinin yardımını görür. Zira zahirde o kişi batında Hakk yardımcıdır. Ve o zat darda kalan kişinin yardımına koşar. Bu konuyu açıklayan kudsi hadiste Allah Teala şöyle buyurur: “Yere göğe sığmadım, mümin kulumun kalbine sığdım”.
Mevlana Hazretleri’de “Beni mezarımda değil ariflerin gönüllerinde arayınız” buyurarak bu konuya yeni bir boyut kazandırmıştır.
Nur-u Muhammedi bütün himmetlerin kaynağıdır. Nuru Muhammedi asaleten Efendimiz’e aittir. Varisleri, arifibillah ve veliler bu nuru kalplerinde taşırlar. Bu nur ile talipleri irşad ederler. Bu onlarda tecelli eden “Hadi” isminin ve “Reşid” isminin tecellisidir. Onların kalpleri kabir olup cennet bahçelerinden bir bahçedir. Cennet kudret yeridir. Allah isim ve sıfatlarını onların kalplerinde tecelli ettirerek her işte taliplere yardım eder. Onlar “ölmeden önce ölünüz” emriyle, iradi ölümle daha dünyada iken ilim ile dirilmişlerdir. Hakk’la bakidirler. “İlim ile diri olan ebeden ölmez” hadisini yaşayanlardır. Gerek kabir ziyareti ve gerekse bir velinin ziyareti Nur-u Muhammedi’nin alışverişidir. Ziyaret eden, ziyaret edilende kaybolursa, yani teslimiyet içinde olursa, ziyaret edilen kendindeki nur ve ruh ile kendine müracaat edeni geri çevirmez. Sıkıntısını izole eder.