89. NEFSİ NATIKANIN AMELLERE YÖN VERİŞİ

“Fetva verselerde sen kalbine danış”

İnsanın hakikati nefsi natıkadır. Nefsi natıka Allah’ın nuru ve Kur’an’ın sırrı makamıdır. Nur, hem kendini hem her şeyi gösteren özelliğe sahiptir. Nefsi natıka kalpte nokta-i süveyda adı verilen merkezde yer alır. Besmelenin noktasının insandaki temsilcisidir. Nefsi natıkasında (kalbindeki) NUR, Hakk ile batılı ayırır. Bunu belirten hadisinde Efendimiz “Akıl kalpte Hakk ile batılı ayıran nurdur” buyurmaktadır. Nur sırrıyla kalp gelen düşünceleri ve fikirleri ayırabilme yeteneğine sahiptir.

Nefsi natıkamızda (kalpte) Kur’an’In sırrıda dürülüdür. Efendimiz “İkra = Oku” emriyle nefsinde dürülü olan hakikatleri açmıştır. Gönlünde dürülü olan Kur’an’ı okumuş ve yaşama adapte etmiştir. Her insanın nefsi natıkasında Kur’an sırrını taşıdığından Hakk ile batılı “Kur’an” yoluyla da ayırt edebilme yeteneğine sahiptir. Nefsi natıka NURU ve KURAN SIRRI ile kişinin kalbindeki fetva merkezidir. Ancak burada şu hususlara dikkat etmek gerekir.

Nefsi natıka tek – vahid bir hakikat iken taşıdığı ahlak ve vasıflar ve sıfatlarla mertebelerine ayrılır. Bunlar Kur’an da nefs mertebeleri olarak düzenlenmiştir. Nefsi emmare, levvame, mülhime mertebelerinde nefsi natıka hakikati gerçekmanada yaşanamaz. Zira nefste hayvani ruh ve şeytani ahlak hüküm sürmektedir. Bu nefis mertebelerinde “AKIL NURU” ve “KURAN SIRRI” henüz açığa çıkmadığından, Hakk ile batılın ayırımı söz konusu olamaz.

Nefsi mutmainne mertebesinden başlayarak, raziye, marziyye ve safiye mertebelerinde gittikçe artan şekilde “NUR” ve “KURAN SIRRI” zuhur eder. Açığa çıkan bu vasıflarla kişi kalbinden gelene göre davranış yönüne gidebilir. Gideceği yönde Kur’an ve Sünnete uygun olmalıdır. Arifibillahlar bu nura ve sırra sahip olduklarından başkalarına bu nur ve sırla yol gösterebilirler. Kişinin kalbine danışıp kalpten zuhur edene göre davranabilmesi için Kur’an ve Sünnet bilgisinin gelişmiş ve nefsinin tezkiye olmuş olması gerekmektedir.