Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

H. Ş. 75. Mutlak ve Muallak Kader

75. MUTLAK VE MUALLAK KADER

“Hz. Peygamber, kendisini (Ümmü Habibe’yi) şöyle dua ederken işitmiş: “Rabbım, beni eşim Hz. Peygamber ile kardeşim Muaviye ile babam Ebu Sufyan ile nimetlendir”

Bunun üzerine Hz. Peygamber ona şöyle der:

“Allah’ın taksim ettiği rızıklardan, asla geciktirilmeyecek veya öne alınmayacak şekilde belirlenmiş şeyleri istedin. Keşke Allah’tan seni kabir ve cehennem azabından kurtarmasını isteseydin. Allah başarıya erdirendir”

Bu hadis kaza ve kader ile ilişkilidir. Hz. Peygamber’in şöyle söylediği bilinmektdir: “Herşey, hatta acizlik ve zeka dahi kaza ve kadere bağlıdır”. İslam alimlerinden hiç kimse kaza ve kaderin var olan her şeyi ve onların fiilleri, özellikleri ve halleri gibi her türlü durumlarını kuşattığında ve her şeye sirayet ettiğinde görüş ayrılığına düşmemiştir. Zira ayetlerde “Allah her şeyi ilmiyle kuşatmıştır”. Kaza ve kaderde, Allah’ın ilmini zaman ve mekana göre açmasıdır.

Mukadderat iki çeşittir: 1) Mutlak kader, 2) Muallak kader.

Mutlak kader Allah’ın ilminde kesin olan ve şartlara bağlamadığı kaderdir. Mutlak surette zuhura çıkar ve sonuçları gözlenir. Bunlar külli şeylere aittir.

Muallak kader tafsili-cüzi şeyler ile ilgilidir. Tafsili-cüzi şeyler sınırlı olmadıkları için tam olarak zikredilmemişlerdir. Ayrıca bunların bir kısmının insan için ortaya çıkması (tekazür etmesi) bazı şart ve sebeplere bağlı olabilir. Başka bir ifadeyle muallak kader söz konusu şartlara bağlı olabilir. Ortaya çıkması şartlar yerine geldiğinde olur. Mutlak kader ise şartlara bağlı değildir. Allah’ın hükmü sabit ezeli ve ebedi ilmine bağlı olan kaza ve kaderin bir neticesidir.

Hz. Peygamber’e Mutlak kader kısmındakiler gösterildiğinden, hadiste olacakları zikretmenin yerine muallak kader kısmına, şart-gayret-çaba vs gerektiren kısımlar için dua edilmesini istemiştir.

İnce nokta ise her insan, bu iki kaderin hangi bölümüne ait olduğunu bilemez. Olay cereyan etmeden o fiilin mutlak mı, muallak mı olduğunu önceden bilemez. İnsana düşen görev her olayın muallak olabileceğini düşünerek, ortamın gerektirdiği şartları, gayreti, çabayı vs. her şeyi yaptıktan sonra Allah’a sığınmasıdır. Bu nedenle hadis “Allah başarıya erdirendir” cümlesiyle biter. Zira Allah ezeli ve ebedi ilmindekini bilen ve kulun içinde bulunduğu halide bilendir. Kul şeriatın emrettiklerini yerine getirdikten sonra Allah’a tevekkül eder. Sonuçta oluşan kaderede razı olur.


önceki sayfa               sonraki sayfa

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam9
Toplam Ziyaret840334
Hava Durumu
Saat
Takvim