64. KABİR AZABI

“Bu ümmet kabirlerinde azapla müptela olur. Kabir azabı korkusundan ölülerinizi defnetmeyip dışarıda bırakmayaydınız, Ben Cenab-ı Allah’a dua edip Benim işittiğim gibi ölülerin kabir azabını işitirdiniz. Ateş azabından Allah’a sığınınız. Kabir azabından Allah’a sığınınız. Uzuvlarınızdan ortaya çıkan kötü fiillerinizden ve kalbinizde gizli olan kötü ahlaktan Allah’a sığınınız. Deccalin fitnesinden Allah’a sığınınız”

Hz. Resul her fitneden tek tek Allah’a sığınmamızı istemektedir. Bu fitneler nefsi emmarenin vücuda hayvani ruh kanalıyla zuhura çıkmasının neticeleridir. Nefsi emmare vücuda hakim olduğunda ve bu şekilde vefat edilirse kabir azabı kaçınılmazdır. Allah Teala şöyle buyurdu: “Sizden birinize ölüm gelmeden evvel Allah’ın haklarını ve kulların haklarını ödeyip infak edin. O kişi sekeratta ölüm belirtisini gördüğünüzde “Ya Rabbi bana az vakit hayatımı uzat ve ecelimi geciktir ki, üzerimde hakları ödeyip Salihlerden olayım” der” (Münafıkın/10).

Hadisi şerifte dört nesneden Allah’ın uluhiyetine sığınmakla emir buyurulmuştur. Bu sığınmayı fakihler ve alimler dört ve iki rekatlı namazların son teşehhüdünde tahiyyat ve salavatları okuduktan sonra: “Euzu billahi min azabinnar, euzu billahi min azabil kabri euzu billahi minel fiteni ma zahara minha vema batane euzu billahi min fitnetid deccal” (Ateş azabından Allah’a sığınırım, kabir azabından Allah’a sığınırım, gizli ve açık fitnelerden Allah’a sığınırım, deccal fitnesinden Allah’a sığınırım” okumayı meşru kılmışlardır.

Allah Teala şöyle buyuruyor.

“Ezeli istidadı olanlara Cenab-ı Hak sözünü işittirir, habibim sen kabirdeki ölülere Hak sözünü işittiremezsin” (Fatır/22).

Halbuki hadis-i şerifte “Siz ölülerinize kelime-i tevhid ile telkin edin” buyurulmuştur.

“Ey Ademoğulları şeytana tabi olmayın. Zira şeytan sizin imanınıza düşmandır” (Yasin/60)

Adem dört harftir: Mim=Ruhu cemadi, dal=Ruhu nebati, ikinci Elif=Ruhu hayvani, baştaki elif=Ruh-u insanidir ki nefsi natıkanın imanla şereflenmesidir.

İmanı olmayanlar hayatta hayvani ruh ile dünyada dardır. Hakimiyet hayvani ruhta olduğundan nefsi natıkadaki iman zuhura çıkamaz. Bu kişilere dünyada ve kabirde Hak sözünü işittiremezsiniz. Telkini ancak imanı olanlar işitir. “Müminler ölmez” hadisi bu hakikati taşır.

İnsan kelimesi Allah isminin mukabilidir. Beş hazeratı toplamış olan Hakikati Muhammedi’dir. Hakk’ın sureti ve tecelligahıdır. Evvel ve ahir ilimler insanda toplanır. Ancak insana gaflette arız olabilir. Efendimiz bu halden kurtulmak için şöyle örnek oluyor: “Benim kalbime toz arız oluyor, her gün yetmiş kez istiğfar ediyorum”. İşte bize örnek olmak için belirtilen bu durumda Allah ve kul hakları için “tevbe-istiğfar” edilerek kurtulunulabileceğini işaret etmiştir. Üzerinde kul ve Allah hakları olanlar ise kabirde azap ile karşılanır.