Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

H. Ş. 37.İnsanın Hakkani Hüviyete Bürünmesi

37. İNSANIN HAKKANİ HÜVİYETE BÜRÜNMESİ

“Dilenciyi geri çevirmeyiniz, kovmayınız”

Her insan Allah karşısında aciz ve fakr sahibi olduğundan ve her yerde, her zaman, her halde Allah’a ihtiyaç duyduğundan Hakk karşısında dilenci konumundadır. Hakk veren, insan ise alandır. Bu nedenle “Veren el, alan elden üstündür” buyurulmaktadır. Her insan dilenci konumunda iken, Allah’ın kendisine bahşettiği hüviyet ve nimetler ile aynı zamanda diğer bazı insanlara ve mevcutlara karşı veren el konumundadır. Allah insanı bu nedenle arza halife kılmıştır. “Üzerine halife kılındığınız şeylerden infak ediniz” (Hadid/7) ayeti insanın halife edildiği maddi ve manevi her nimeti infak yoluyla dağıtmasını istemektedir. İnsanın halife vasfını taşıyabilmesi için “veren el” olması gerekmektedir. Allah “Ademi kendi suretimde yarattım” ve “Ademi Rahman suretinde yarattım” buyurarak “halife” insanın “veren el” olursa Hakk hüviyetine bürüneceğini bildirmektedir. Ama her insan her şeye malik değildir. Bazı şeylere sahip iken, bazı şeylere de muhtaçtır. Zira Allah insanı acz ve Fakrını bilmesi için yaratmıştır aynı zamanda. “İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır” hadisi her insanda dürülü halifeliğin zuhura çıkması, yardımlaşma sırasında insanın Hakk hüviyetine büründüğünü açıklar. Her insan nefsindeki hakikat nedeniyle Hakk’ın Mutlak hüviyetinin kendi mertebesinden Hakk’ın zuhur ettiği mahaldir. Her insan bu nedenle izafi olarak ta Hakk’ın hüviyeti kendi mertebesinde taşır. Her insanda Hakk o kişinin vasıflarıyla tecellidedir. Her insanda nefsi hakikati yönüyle Hakk’ı görebilen insan, dilencinin ve her insanın hakikatinde tecelli eden Hakk’ı idrak edebilir. Zahirde insan tecelli mahalli, batında ise Hakk vardır. Her insana Hakk başka bir insan ile tecelli eder. Dilenci aciz ve fakr içinde olan kulu temsil ederken batında Hakk dilencinin vasfıyla zuhurdadır. Mutlak Hüviyeti dilenci (acz ve fakr içindeki insan) vasfıyla zuhurdadır. Dilenciye yapılan yardım esasen zuhurdaki Hakk anlayışını, insanın Hakk’a muhtaçlığını yansıtmaktadır. Dilenciye yapılan yardım Hakk’a Hakk ile, Hakk için yapıldığında insan “veren el” olarak Hakkani hüviyete bürünmüş olur. Bu nedenle hadiste “Verilen sadaka dilencinin eline ulaşmadan Rahman’ın eline düşer” buyurulmaktadır. “Veren el” konumundaki insan acz ve fakrını ve Hakk’a muhtaçlığını idrak etmiştir. Hakkani hüviyete büründüğünden “alan el” iken yanında Hakk’ı bulur. Aczi ve fakrı ve her türlü içinde bulunduğu hal Allah tarafından olumlu hale çevrilir. Bu idrakle insana yapılan her türlü yardımda kişi Allah’ı yanında bulur. Şu hadiste ufku açar: “Din kardeşinin maddi ve manevi bir sıkıntısını gideren hacc ve umre sevabı kazanır”. Zira yaptığı yardım kendine döner ve Hakkani hüviyete bürünmüş olur.



önceki sayfa               sonraki sayfa
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam279
Toplam Ziyaret840324
Hava Durumu
Saat
Takvim