H. Ş. 20.Hakikat-i Muhammedi Sırrı
20. HAKİKAT-İ MUHAMMEDİ SIRRI
“Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım”
Efendimiz (sav) Allah’ın alemlerde görünmesinden ibarettir. Bu nedenle “Beni gören Hakkı görür” buyurmuştur. O’nu görmek sadece zahirini görmek değildir. Alemleri kaplayan Ferdiyeti Zat özelliğiyle Hakikat-i Muhammedi vasfıyla O’nu batını olarakta bilmektir. Allah Efendimiz için şöyle buyuruyor: “Ben olmasaydım Sen olmazdın, Sen olmasaydın Ben bilinmezdim”
Efendimiz (sav) Hakk’ın bilinmesi için halk edilmiştir. Hakikati Muhammedi itibariyle ezelden ebede vardır. Zahir, batın, evvel ve ahirin ilk zuhurudur. Nefsi, aklı, ruhu ile ilk halkedilendir. Bunu belirten hadiste; “Allah evvela benim nefsimi, aklımı, ruhumu ve kalemi yarattı” buyurmuşlardır. O’nun bu vasıfları tek hakikatin farklı itibarlarıdır. Her şeyin O’ndan çıkması ile nefsini, her şeyi ayırt edebilecek nuruyla aklını, her şeye hayat veren nuruyla ruhunu, her şeyi zuhura çıkarıcı vasfıylada kalemi ifade etmektedir. Bunu bir örnek ile belirtirsek şöyle ifade edebiliriz. Bilgisayar İlahi Zatı temsil ediyorsa, Windows programı Hakikati Muhammedi’dir. Bu program alemlerde açığa çıkacak her şeyi, her nefsi bünyesinde taşır. Nasıl ki Windows ile açılan bilgisayardaki her şey O’nunla mevcutsa, alemlerdeki her zerre ve her şeyde Hakikat-i Muhammedi’den dolayısıyla İlahi Zattan köken almıştır. “Tek Nefisten yarattım” (Nisa/1) hakikati bu sırrı taşır. Alemlerdeki her mevcut kendi mertebesinden, sadece taşıdığı nefsi vasıf ve özellikler, O’nun nefsinin kendi mertebesinden hüviyetini taşır. Özetle alemlerdeki her zerre de ve her şeyde hakikat-i İlahiye ve Hakikat-i Muhammedi dürülüdür. Bu hakikate Nuru Muhammedi’de denir. Nur vasfın kendini ve başkalarını gösterebilme vasfıdır. O da Hakikati Muhammedi’nin bir itibarıdır. Bu nedenle Allah Kur’an’ında “Allah göklerin ve yerin nurudur” (Nur/35) buyurmaktadır. Bu nuru bilgisayarın güç düğmesi gibidir. Bilgisayarda zuhura çıkan her şey bu gücü kullanmak zorundadır. Alemlerde bilinmek isteyen Allah Habibullah sırrıyla alemlerde zuhur etmiştir. Bunu şu kudsi hadisle bildirmiştir: “Ben gizli bir hazineydim. Bilinmekliliğimi sevdim. Halkı zuhura getirdim. Ta ki Beni bilsinler.” İşte Allah’ın muhabbeti Hakikati Muhammedi ile zuhura çıkmıştır. “Muhabbetten Muhammed oldu hasıl” buyurdukları hakikat ve sır budur.