Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

A.H. 147. Nefsi Natıka, Zikir ve Allah’ın Tecellisi

147. NEFSİ NATIKA, ZİKİR ve ALLAH’IN TECELLİSİ

“Beni zikredin bende sizi zikredeyim. Bana şükredin sakın nankörlük etmeyin” (Bakara/152)

Zikir, Allah’ı anma ve hatırlamadır. Kişi Allah idraki ve anlayışı düzeyiyle yani ilmi kadar Allah’ı bilir ve anlayışı düzeyiyle yani ilmi kadar Allah’ı bilir ve yaşar. Allah’da bu anlayış ve ilim üzerinden o kişiyi zikreder. Bu ilim ve anlayış üzerinden “Hakk ile hüviyet beraberliği” yaşanır. Zikir, zikreden, zikredilen bu beraberlik üzerinden “BİR” lenir. Bu birliktelik kişinin Allah anlayışı ve anlayışında tahayyül ettiği üzere birlikteliktir. Kudsi hadiste Allah şöyle buyuruyor: “Ben kulumun zannına göreyim. O halde Benim için hayır zannında bulunsun. Ve Ben Beni andığı zaman kulumun yanındayım”.

Bilinmelidir ki Yüce Hakk’ın her şeyde bir zuhuru vardır. Bu has bir zuhurdur ki o zuhura mahal olan şeyin istidadına (nefsin istidadına) göre şekil alır. Şu nedenlerdir ki Tecelli, kendisinde (nefsinde) tecelli vaki olanın durumuna göre olmaktadır. Durum böyle olunca, kendisinde bir şey zuhura gelecek olan korkulu bir kimse ise onda meydana gelecek şey korku suretinde gelir. Şayet kendisinde bir şey zuhura gelecek olan ümitli kimse ise onda muhabbet zuhur eder. Özetle yukarıda anlatılan ile kıyas yapılacak: Aşklı ise aşk zuhura gelir. İşte anlatılan bu aman Cüneyd-i Bağdadi Hz. lerinin şu cümlesinde saklıdır “Suyun rengi kabının rengidir”. Yukarıda anlatılan cümlelerden anlaşılacağı üzere, O her bilginin aynıdır. Hatta her ilmin, her zannın, her fehmin aynıdır. Ve O ancak itikat edenin itikadına göre (anlayışına göre) zuhur eder. Her şey O’nun tecelli suretleridir. Zuhurlarının çeşitleridir. Zatının tecelligahıdır. Esmanın ve sıfatlarının aynalarıdır. Ve O her itikad sahibinin ve itikad edilen şeyinde aynıdır.

“Ve Ben, Beni andığı zaman kulumun yanındayım” buyurması: “Ben kulumla Beni zikri şekli ile olurum. Şayet o, Celal isimleri yönünden zikrini yaparsa ona Celal isimleri yolu ile tecelli ederim. Şayet o, Cemal isimleri yolundan zikrini yaparsa ona Cemal isimleri yolundan tecelli ederim”.

Özetle “Ben tayin edilen her şeyde Mutlak Varlığını (Vücudum) fark ve kesret şehadetgahında, beni müşahede eden “zancı” ları kemale erdirir. Sonra Benimle oluşu yönünden onunla olurum”. Bu mana şu ayetin derin manasında saklıdır; “Söyle: Herkes kabiliyetine göre amel eder” (İsra/84). Yani irfanı oranında. Zikir, zikredilen ve zikreden Rahmet üzere birleştiğinden zikredenin nefsi kabiliyeti ve irfanını üst düzeylere taşıyarak o kişiye kemal yolunu açan Allah’tır. Bütün bunlar ise şükrü gerektirir. Kişi sabır gibi Hakkı’n vasıfları ile vasıflandığında ve namazdaki gibi Hakk’la olduğunda O’nu zikretmektedir. Bu nedenle ayette: “Ey iman edenler. Sabırla ve namazla Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yokki Allah sabredenlerle beraberdir” (Bakara/153).

Sabır, ihsan, tevbe, ihlas vb. vasıfları ile Hakk’la olduğunda, yani Allah’ın ahlakı ile ahlaklandığında her kişi zikirde olduğu gibi “Allah ile” “hüviyet beraberliği” içine girer. İşte “Allah sabredenlerle beraberdir” diye buyurulan Allah’la olan birlikteliktir. Bunun yolu ise zikirdir. Hakk’a ait vasıflarla olan ise şu ayetle müjdelenir: “Sabredenleri müjdele” (Bakara/155).

İşte zikir kişiyi Allah’ın rahmeti üzere nefsi vasıflarının kemale ulaştırıldığı yöntemdir. Kişi her Hakk’ı andığında nefsi vasıfları ile anar, Allah’da rahmetiyle nefsi vasıflarını kemale erdirecek surette tecelli eder. Bunu devamlı kılmak ise sabır ve şükür yolu ile mümkündür. Bunun sonu ise tevhiddir. Kişinin Hakk’a vuslatıdır. Bu ise en büyük müjdedir. Zikir, zikreden ve ZİKREDİLEN BİR olmuştur.


önceki               sonraki
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam54
Toplam Ziyaret842036
Hava Durumu
Saat
Takvim