Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

E.H. 15. El Musavvir İsmi Ve Yaşantısı


EL MUSAVVİR  İSMİ VE YAŞANTISI


El-Musavvir, var edecek olduğu şey için Zati ilminde belirli bir suret seçendir. Bu isimde fiillerin sıfatlarına ait isimlerden biridir. Bu ismin sıfatı tasvirdir. Tasvir, Hakk’ın eşyanın hakikatini bilmesi bakımından o hakikatlerin gerektirdiği şeye göre eşyanın suretlerinin yaratılması kendisinde vuku bulan ilahi tecelliden ibarettir.

Allah Teala şöyle buyurmuştur; “Dikkat ediniz: Yaratma ve emir O’na aittir”. Yaratma iki kısımdır: Birincisi takdir, diğeri ise icat yaratması. Emir ise ceberuttur. “Aralarında berzah vardır karışmazlar” (Rahman/55) Takdir yaratması, Rabbani bir emirdir. Bu emir, bir öncelik ve sonralık söz konusu olmaksızın varlığı tek olandır. Nitekim Hakk Teala şöyle bildirmiştir: “Bizim emrimiz göz açıp kapatmalık bir anda gerçekleşir”.

Hakk’ın “Kün/OL” sözü, bu mertebede yaratılışta var olan şeyin kabülünün ta kendisidir. Ardından ise varlıkta (vücutta) zamansal bir sıralanma meydana gelir. Hakk varlıkların menşei Bari ise onları tedbir eden, Musavvir tasvire çıkarandır. Onun tasarrufu altına ulvi/ruhani ve sufli/cismani bütün tabi suretler girer. Bunlar ilim mertebesinden zuhur edip, vücudun nihai mertebesine kadar olan şeylerdir. Nefesi Rahmaniden ibaret Ama ise bütün bunları kapsar. Her şey “genel vücud nuru tecellisi” olan Nefesi Rahmandan teşekküleder. Birimsel nefislerde buna dahildir. Her mevcudun nefsi varlığını Rahmandan alır.

Tasvir mertebesi, yaratma mertebelerinin sonuncusudur. Bu mertebelerin ilki ise ilimdir. Halk ise ilim ve tasvir mertebeleri arasında bir berzahtır.

İnsanın yaratmasının bir örneği, kendi nefsinde yaratmış olduğu inanç suretleridir. İnsan bu sureti bütün varlık hakikatlerini kendinde toplayan bir varlık olduğunu tasavvur ve vehmettiğinde yaratmıştır. Yarattığı inanç suretine, kabiliyetinin mahallinde yarattığı şeye ibadet etmektedir. Tasavvurundaki Allah anlayışına ibadet etmektedir.

Tasavvuf bir amacıda tasavvur ve hayaldeki bir Rab anlayışından, Kuran ve Sünnetteki Allah anlayışına her ferdi taşımaktır. “Nefsini bilen Rabbını bilir” hadisiyle bunun yolu nefs tezkiyesinden geçmektedir. Nefs tezkiye edildikçe iman ve inanç gerçek hüviyetine ulaşır. Ve kişi hayalindeki Allah anlayışından, Muhammedi Allah anlayışına doğru ilerler. “Nereye yönelirseniz Allah’ın vechi oradadır” (Bakara/115) ayetinin sırrına ulaşır. İhlaslı arifler sınıfına katılır. Bunun irfani yolu ise ilahi isim ve sıfatları gerçek hüviyetiyle zuhura çıkarmaktan geçer.

“Onlar öyle kimselerdir ki, şâyet kendilerine yeryüzünde imkan ve iktidar versek, namazı dosdoğru kılar, zekatı verir, iyiliği emreder ve kötülüğü yasaklarlar.” (Hac/41)

Kim ilim tahsili için yola çıkarsa, dönünceye kadar o Allah yolundadır. (HŞ)

Allah yolunda yola koyulmak, dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır. (HŞ)

Allah’ım! Bütün işlerimizin sonucunu güzel eyle, dünyada rezil olmaktan ve ahiret azabından bizi koru. (HŞ)


önceki sayfa               sonraki sayfa




Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam33
Toplam Ziyaret844887
Hava Durumu
Saat
Takvim