Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

H. Ş. 129. Nefs, Rızık, Fakr, Gına, Fenafillah, Bekabillah

129. NEFS, RIZIK, FAKR, GINA, FENAFİLLAH, BEKABİLLAH

“Ey Ademoğlu, senin kafi rızkın varken seni tuğyana sürükleyecek fazlasını talep edersin. Ey Ademoğlu, aza kanaat etmezsin, çok ile de doymazsın. Ey Ademoğlu cesedin afiyette, elinde bir günlük rızkın mevcut emin olarak sabahladın, dünya malına hırsın nedir?”

Rızk maddi ve manevi olarak iki kısımdır. İnsanı rızk peşinde koşturan ve akıl verecek onu sebeplere müracaat ettirende Allah’tır. Hadiste nefsi emmare mertebesinde hırs, tamah ve tul-i emel peşinde koşan, tezkiye edilmemiş nefse sahip olan insandan bahsedilmektedir. Nefsi emmare hiçbir şekilde doymayan nefistir. Hz. Resul bu nedenle “doymayan nefisten sana sığınırım”  buyurmuştur. Nefsi emmare cehalet karanlığında Allah’tan uzak nefis mertebesidir. Maddi ve manevi rızık Allah’ın Rezzak isminin kontrolü altındadır. Rezzak Allah’tır. Rızk ile ilgili her şey Allah’ın Zatının hükümleriyle yürür: “Yeryüzünde her canlının rızkını vermek Allah’a aiddir” (Hud/6) ayeti bu hakikati anlatır. “O (Hüve) eğer rızkını tutup kesiverse size rızık verebilecek olanlar kim” (Mülk/21) ayetiylede insanları uyanıklığa davet etmektedir.

Rızk ve rızk sebeplerinin perde arkasında Allah vardır. Allah’ın “Rezzak” olduğunu unutmak veya bu konuda gaflete düşmek Allah’ın bu ismini kabul etmemektedir. Rezzak olan Allah’ın bir ismini kabul etmemek veya bu konuda gaflette olmak insanı “esma şirkine” sürükleyebilir. Bu ise gizli şirktir. “99 esmayı ihsa eden cennettedir” hadisince bir ismi gerçek hüviyetiyle kavrayamamak kişiyi cennettende uzaklaştırır. Bu ise cehalet karanlığında olan nefsin özelliğidir. Nefsi emmarede hakim olan hayvani ruh üzerine tezkiye ile nefsi natıkanın hakim olması sağlanırsa bu karanlıktan Allah’ın nuruna ve Kur’an’ın sırrına ulaşılır. Rezzak olan Allah idrak edilir. Nefsi natıkanın Allah’ın Nurunu ve Kur’an’ın sırrını taşıyan Allah emaneti olduğu hatırlanırsa, nefse ait olan her şeyde emanettir. Mal ve Mülk O’nundur. Allah’a aittir. Maddi ve manevi rızıklarda O’na aittir. “Mülk Vahid ve Kahhar olan Allah’ındır” (Gafir/16) ayeti bunu anlatır. Nefsi natıka hakikatine ulaşan kişi yukarıdaki ayet ile tanışır. Fakr halini yaşar. Yani nefsi dahil her mülkü sahibine teslim eder. Her şeyden fani olur. Fenafillah halini yaşar. Kendine ait bir şey bulamaz.

Rızk olarakta kendine verilen maddi ve manevi emanetleri ehline verir ve hakiki Müslüman olur. Teslim ettiği emanetler Hakk’ça Hakk ile kendisinde tecelli etmeye devam eder. Bu ise bekabillah dır. Allah’ın “Gani” ismiyle tüm ilahi isim ve sıfatlarla onu zengin etmesidir. Bu ise “GINA” hakikatidir.

Malı, mülkü, ilim ve her rızkı kendi benliğinden bilen için böyle bir şey söz konusu değildir. O kişide BENLİK hüküm sürdüğünden ikilik vardır. Şirktir. Tevhidden uzaklaşmaktır. “Habibim, bir sınıf insanlara küfür ve tuğyanları artsın diye dünya serveti verdim. Sana verdiğim nimet hayırlı ve bakidir” (Taha/131)

Nefsi emmare karanlığındaki kişiye her şeyi zulmettir. O kişiyi benlik şirkte bırakır. Zahiren zengin görünsede, akibet cehennemdir.

“Fakrımla övünürüm” buyuran Hz. Resul (sav)’e GINA tecellisi ile hertürlü ile hertürlü nimet hem hayır hemde baki olarak verilmiştir. Rızkın artması için Hz. Resul “Taharetini/arınmasını arttırki rızkın genişlesin” hadisiyle nefs tezkiyesini buyurmuştur.

“Rezzak” ismi hem dünyada hem ahirette tecellide olduğundan asli hakikatine (NURA ve KURANA) ulaşmada tezkiye ile yoluna devam eden kişiye hem dünya hem ahiretten “rızk” verilir. Rızık iki çeşitlidir:

1. Tabiat rızkı
2. Hakk rızkı

Tabiat rızkı dünyada tayin edilendir. Hakk rızkı ise Allah dilerse ahiret rızkından bu dünyaya tahsis edilen rızıktır. Fakra ulaşanlara bu tecelli vaki olur. Hadiste “ümmetin fakirleri zenginlerden beşyüz sene önce cennete girer” buyurularak bu özellik anlatılmaktadır. Nefs tezkiyesiyle kişinin nefsi mutmain olur ve rızkından emin olur. Böyle bir kişi hem maddi hem manevi rızıklarından Hakk’ın diğer zuhurlarına infak ederler. “Kendilerine verilen rızıktan infak ederler” (Bakara/3). Sadaka, zekat ve hertürlü infak “Allah için” yapılmaya başlanır.

Nefsi emmaredeki kişi ise isyandadır. Hırs, tamah ve tul-i emel (uzun emel) ile biriktirirde durur. Emir ve yasaklara uymaz. Böyle bir anlayış Allah’ın “kadere iman” emrinede uymama yolunu açar. Elestte dünya rızıkları kader olarak yazılmıştır. “Rızk Allah’tandır” emri nefsi natıkalara talim edilmiştir. Nefsi emmaredeki kişi, nefsi mutmain olana kadar bu gerçeği unutur ve rızk endişesi yaşar.

“Şeytan sizi rızk konusunda şüpheye düşürür” hadisi bu gerçeği anlatır. Mudil esması olan şeytan Rezzak isminin gerçek hüviyeti ile yaşanmasını engellemek için rızk endişesi yaşatarak kişiyi Hakk’tan uzaklaştırır.

Kişi çalışmak, tedbirleri almak, her türlü Hakk vesileye sarılarak Allah’a tevekkül etmelidir. Emir ve yasaklara uyarak ve Mal O’nun diyerek her türlü rızkın peşinden koşmalıdır. Böyle bir anlayışı öven hadiste ise şöyle buyurulur: “Salih mal salih kimse için ne güzeldir”. Salih mal Hakk’ın kurallarına göre elde edilen ve harcamasıda Hakk için yapılan maldır. Salih kimse ise “Mal O’nun” diyerek nefsine pay çıkarmayandır. Her türlü emaneti sahibi olan Allah’a sunandır. Tevhid ve kadere iman eden, elestteki “Evet Rabbımızsın” sözüne bu alemde de itaat eden kişidir. “Rezzak” ismi için verilen bu örneğe, diğer isimleride kıyasla. Esma şirkinden ve gizli şirkten kurtul. “Ben ümmetimin gizli şirkinden korkarım” buyuran Hz. Resul’e uy ve Allah’a tevekkül et. O zaman kanaat ehli olup “Kanaat zenginliktir” hadisini yaşamış olursun.



önceki sayfa               sonraki sayfa

içindekiler
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam253
Toplam Ziyaret836134
Hava Durumu
Saat
Takvim