Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

H. Ş. 112. Muhkem Kaza ve Muallak Kaza

112.   MUHKEM KAZA ve MUALLAK KAZA

“Üç nesnenin kazasında Allah fariğ olmuştur:

1. Kimseye zulmetmeyin. Zira Allah Teala “Ey insanlar, başkasına
    zulmünüz ancak kendinize aittir” buyuruyor.

2. Hiç kimseye mekr ve hile etmeyin. Zira Allah Teala “Fena hile
    ancak failine aittir” buyuruyor.

3. Sizden biriniz ahdi bozmasın. Zira Allah Teala “Her kim ahdini
    bozarsa, ahdi bozma habibim sana ait değildir, ahdi bozana aittir”
    buyuruyor”

Bu hadisin ledünni hakikati şu ayette gizlidir:

“Nun velkalemi ve ma yesturun” (Kalem/1) “Nun Kaleme ve satırlara and olsun ki”

Bu ayetlerde hakikattenefsi kül şeriata levhi mahfuzdan bahsedilmektedir. “Vema yesturun” Ayan-ı sabite hakikatidir. Allah’ın ilminde sabit olan kaza ve kaderin fiilen ve zahiren levh-i mahfuzda tafsilen zuhurudur. Mesela İzzet’in Allah’ın ilminde ne surette sabit ise levh-i mahfuzda şahsiyeti, filan zamanda dünyaya gelmesi, filan yerde doğumu ve üzerinde cereyan eden halleri ve bütün mevcudatın da bu suretle levh-i mahfuza tamemen yazılmasıdır. Bu da iki türlüdür.

1. Muhkem Kaza
2. Muallak Kaza

1. Muhkem Kaza: İlahi sıfatlara ait olan hükümlerdir ki “Lâ tebdile lihalkillah” (Rum/30) “Allah’ın yaratışında değişme yoktur” ayetiyle anlatılır. Tebedil ve tağyirden münezzehtir. Her peygamberin zamanında emir olunan şeriat ve ilahi hükümleri içerir. Efendimizin şeriatının kıyamete kadar sürmesi Muhkem kazanın içindedir. Levh-i mahfuz peygamberlere ve varisi olan velilere ve meleklere keşfolunur.

“Hatırla ki Rabbin meleklere, ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” dedi” (Bakara/30) ayeti bu hakikati anlatır.

“Muhkem kaza” olan bir şey, mukadder emirde kişinin kesbi, hıfzı, aczi, ihmali ve gayretlerinin dahli ve tesiri yoktur.

Muhkem kaza olan bir emir üzerinde, elinizden çıkan menfaatlerin ve üzerinize arız olan şerlerin giderilmesinde kesinlikle müessir olunamaz. Bir kişinin üzerine gelen nimetlerin ve şerlerin zevali içinde bir dahli ve etkisi olamaz. Bu “muhkem kaza”dir. Hakk’a aittir.

2. Muallak Kaza: Halkiyete aittir. Kur’an ve Sünnete riayet ile kişinin bu kaza hükümleri üzerinde kısmen etkisi vardır. Riayet olumlu, uymama ise olumsuz sonuçlara yol açar.

“Karada ve denizde zahir olan belalar, sizin ellerinizin kazandığıdır” (Rum/41) ayeti bunun delilidir. Muallak kaza hükümlerinde insanların rolünü anlatır. “Sadaka belayı def eder, ömrüde uzatır” hadisi de bu tip kaza ile ilgilidir.

Muhkem kaza ve muallak kaza ancak peygamberlere ve varisi velilere kesfolunur. Diğer insanlar bunu ayıramadığından, başa gelenlerde yapılacak en üstün tedbir Kur’an ve Sünnete uymaktır. Kur’an ve Sünnete riayet eden insan “kaza ve kader” hususunda üstüne düşeni yapmış demektir. Sonuç ise Allah’a aittir. Ehlullah bu sırrı şöyle özetlemiştir: “Tabi ol Resulüne, her işi Hüda eyler”

Bu nedenle istiazeler ve dualar muallak kazaya aittir. Felak ve Nas gibi sureler, Kur’andaki dualar vb. hepsi bu kaza ve kadere aittir. “Kazama razı olmayan, belama sabretmeyen, nimetlerime şükretmeyen başka bir Rab arasın” buyuran Allah bizlerden “kaza ve kadere rızayı” istemektedir.

Rabbani nimetler sübuti sıfatların eserleridir. Sıfatları nefsine isnad eden, Rububiyete ortak olma iddiasındadır. Bu ise nefsi natıka ile irtibatın koparılmasıdır. Kişide hayvani ruhun etkisinin artmasıdır.

Nefsi natıka subuti sıfatların ve isimlerin tecelli mahalli olup, uluhiyetin ve Rububiyetin etkileri nefste ortaya çıkar. Nefsin Allah’a ait olduğu idrak edilirse, kaza ve kader sırrına imanda kolaylaşır. İnsan nefsiyle tecelli mahallidir. Tecelliye hakkıyla riayet ise kulluktur. Kuldan istenen ise “kaza ve kadere iman” etmesidir. 



önceki sayfa               sonraki sayfa



Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam14
Toplam Ziyaret835595
Hava Durumu
Saat
Takvim