Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

H. Ş. 51.Elest Meclisi - Nefsi Natıka - Mümin

51. ELEST MECLİSİ – NEFSİ NATIKA – MÜMİN

“Her doğan çocuk İslam fıtratında doğar. Sonra annesi, babası (çevresi) onu hristiyan, Musevi, müşrik yapar”

Her insanın Allah katında bir ilmi hakikati (ayan-ı sabite) vardır. İlmi hakikati kişinin İlmi Zat mertebesindeki düzenlemesidir. Ayan-ı sabite Hakk’ın isim ve sıfatlarını taşır. Uluhiyetin bir düzenidir. Taşıdığı bu hakikatlere binaen Hakk’ın uluhiyetini idraktedir. Ayan-ı sabite haydır, idrak sahibidir. Bu özelliklerini de Zati hayatiyet ve kayyumiyetinden alır (Hayy ve Kayyum sıfatı). İşte bu idrak sahibi hakikatlerimize “Ben sizin Rabbınız değilmiyim?” hitabı ile (kelam yoluyla) idrakleri sorulmuştur. Onlarda tümü “Evet Rabbımızsın” cevabını vermişlerdir. Nefsi natıkalarımız bu cevaba şahit tutulmuştur. İşte daha bu mertebede her insan “MÜMİN” dir. “İşitilen” bu hakikati şehadet aleminde “itaat” edilmesi murad edildiğinden, insan dünyaya indirilmiştir. Dünya’ya geldiğinde yukarıdaki hakikate binaen mümindir ve İslam fıtratını taşır. Zira her insanın nefsi natıkası Allah’ın nurunu (isim ve sıfatları) ve Kur’an’ın sırrını (İslam) taşır. Bu nedenle her doğan İslam fıtratında doğar. Bu kişinin elest aleminden şehadet alemine nüzuludur.

Dünya aleminde doğumdan itibaren değişik, değişik ilim, ahlak ve tecrübeler edinmek belirtilen hakikat örtülür ve ya perçinleşir. Burada rol oynayan ise anne-baba-maddi ve manevi çevresel faktörlerdir. Ya mümin vasfı devam eder ya da bu hakikat örtülerek başka başka vasıflar kazanılır. İşte kişinin doğduğu gibi mümin vasfıyla hayata devam edip, dünya hayatında itaatle “Evete Rabbımızsın” diyebilmesi için tekrar nefs tezkiyesi ile “geldiği yere dönmesi” gerekir.  Bu yol tasavvuf “nefsin urucu” (yükselmesi) olarak tanımlanır. Rehber öğretmen (mürşid-arifibillah) geçtiği yollardan geçirerek kişiyi Hakk’a vuslata eriştirir. İlmi hakikatine ve nefsin hakikatine ilmel, aynel ve hakkel yakin mertebelerinde kişiyi ulaştırır. Sonradan nefsine ilişen vasıflardan ve ahlaklardan kurtararak kişiyi “Kur’an ahlakına” taşır. Bu hakikat şu beyitle belirtilmiştir.

                        Nefsini bilir HU olursun

                        Sıfatlarından kurtulur NUR olursun

İşte kişi ilmi hakikati ve nefsinin vasfını kazanır. NUR ve KUR’AN-I NATIK olarak tekrar mümin vasfına haiz olur.




önceki sayfa               sonraki sayfa
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam124
Toplam Ziyaret835705
Hava Durumu
Saat
Takvim