Üyelik Girişi
Site Haritası
Önerilen Siteler

H. Ş. 41.Nefs Mertebeleri ve Ölümü Tadış

41. NEFS MERTEBELERİ ve ÖLÜMÜ TADIŞ

“Nasihat için ölüm yeter”

İnsanın “ben” dediği hakikati nefsi natıkasıdır. Nefsi natıka Allah’ın Nuru’nu ve Kur’an’ın sırrını taşır. Nefs mertebelerindeki sıfat ve ahlakların değişmesi ile nefsi natıka her mertebede farklı bir isim alır. Nefsi emmarede NEFS, levvamede hayvani RUH, mülhimede KALP, mutmainnede AKIL, RAZİYE’ de SIR ve İZAFİ RUH, MARZİYE de HAFİ, safiyede AHFA adını alır. Nefsi natıka tek, bir hakikat iken nefs mertebelerin de taşıdığı sıfatlar ve ahlak ile isim değiştirir. Nefsi natıkanın zuhura çıkışıda bu nedenle farklı farklıdır. Her mertebenin eğitimi nefs zulmetten (cehalet-karanlık) NUR’a doğru yolculuk yapar. “Her nefis ölümü tadacaktır” (Ankebut/57) ayeti ölümün tadılacak bir hal olduğunu ifade eder. Ancak “ölüm” her nefis mertebesin de farklı farklı tadılır. Nefsi natıka hayy, diri, idrak sahibidir. Ahirette ki yaşamda, ölümde nefs mertebeleri ile yakından ilişkilidir.

Nefsi emmare, levvame mertebelerinde hayvani ruh hakim olduğundan nefsi natıka ölümü bu ahlaki özellik ve bu sıfatla tadar. Hayvani suretlerle ve Azrail kanalıyla azap melekleri kanalıyla ölüm tadılır. Nefsi Mülhime mertebesi bir yönüyle yukarıdaki vasıfları taşırken, bir yönüyle insani vasıfları taşır. İlham alan nefistir. Ancak henüz Müslüman olmayan nefistir. O da içinde bulunduğu sıfatlarla, Azrail kanalıyla azap melekleri ile ölümü tadar.

Nefsi mutmainede ve raziyede nefisin taşıdığı sıfatlar insani vasıflardır. Ancak “Zati irfan” gelişmemiştir. Bu nedenle ölümü Azrail kanalıyla rahmet melekleri aracılığıyla tadar. Bu hal “mümin ölünce bir diyardan diğer diyara intikal eder” hadisinde gizlidir.

Nefsi marziye ve safiye mertebesinde “Zati İrfan” hasıl olduğundan ve nefsi natıka “billahi” sırrıyla “Allah ile” olduğundan, ölümü Zati (Allah ile) olarak tadar. Arada vasıta yoktur. Yukarıdaki hadis bu halde geçerlidir. Ayrıca vasıta yoktur. Yukarıdaki hadis bu halde geçerlidir. Ayrıca ”Müminin hediyesi ölümdür” hadisince ölüm “Zat ile” buluşmaktır. O’nu her haliyle müşahededir. Bu nedenle Mevlana ölüm gününe “Şeb-i Aruz = düğün gecesi” adını vermiştir. Sevgilinin sevgiliye kavuşması hemhal olmaktır. Bu mertebede ölüm “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz; nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz” hadisi bu anlattıklarımızın delilidir. Her nefs mertebesinin ahlakı ile yaşayan, o mertebenin içinde taşıdığı ahlak ve sıfatlarla ahret boyutuna intikal eder. Cennet ve cehennem boyutunun mertebelerinden birinde nefsi natıkası ölümü tadmış olarak yaşamına devam eder. Cennet Allah’ın rahmet ve nimetdir. Cehennem ise azap isimlerinin tecelli mahallidir.

Kişiye bu nedenle “ölüm” en büyük nasihattır. Her insan taşıdığı nefsi natıkası nedeniyle “ebedi bir hayatın” kendini beklediğini açık veya gizli bilmektedir. Bilmeyen ise hissetmektedir. Bunu hissetmeyen kişide “gurur ve kibir” hakimdir. Durur ve kibri kıran en büyük nasihatta ölümdür. Bu nedenle “Arzuları azaltan ölümü sıkça hatırlayın” hadisi söylenmiştir. Ölümden nasihat alındığının işaretide kişinin nefsini tezkiye edecek vesilelere yönelmesidir. Bu vesilelerin en üstünü ilim ve irfan yolu ile nefs tezkiyesidir. Aksi ölüm lafzını duymak, hakikatinden habersiz olmaktır.



önceki sayfa               sonraki sayfa
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam132
Toplam Ziyaret841795
Hava Durumu
Saat
Takvim