H. Ş. 4.Gece Namazı, Fena, Beka, Hüviyet Beraberliği
“Kişi gece uykusundan uyandığı vakit eşini de uyandırıp kalkıp ikişer rekat namaz kılsalar, Allah Tealayı çok zikreden erkek ve kadınlardan yazılırlar”
Kişinin namaza kalkması batınen “Allah ile hüviyet beraberliğini” yaşamasıdır. Eş batınen nefsi natıkayı temsil eder. Nefs uyanıklık halinde gece “fena” halinden, namazda “beka” haline döner. Nefsi natıka, Allah’ın tenezzül halinde tecellide bulunduğu gece döneminde nefsi natıka Allah’ın Zatı, sıfatları ve isimlerinin tecellisi içine girer. Bu ise “Allah ile” billahi sırrıyla beraber olmaktır.
Namaz başta sona zikirdir. Allah ise “Beni zikredin. Bende sizi zikredeyim” (Bakara/152) buyurmaktadır. Kul namazda Hakk’ı kendi kelamıyla zikreder. Allah’da kulunu hüviyet beraberliği içinde Zatıyla, sıfatlarıyla ve isimleriyle zikreder. Bu “Allah ile beraberlik” halidir. BEKA’ya kavuşmaktır. İki rekattan biri fenafillah, diğeri bekabillah makamlarının kazanılması içindir. Namaz zikir ile Allah’ta bu namazı kılanları çok zikredenlerden olarak tanımlar. Zira bu namazı kılanlar, zikirde hüviyet beraberliğini yaşayıp bu ünvanı kazanmışlardır. Kul, Hakk’ı kendi zannı üzere zikreder. Allah’ta bütün bunları kabul eder. “Ben kulumun zannı üzereyim” buyurarak zannı üzerinden kulu zikreder. Kulun Allah irfanı arttıkça, Allah’ın kulu zikride irfanı oranında artar. Bunun en üst düzeyi kulu “Allah ismi camisi” üzerinden zikretmesidir. Yani zatı, sıfatları ve isimleriyle tam zikirdir. Bu vasıflarla nefsi natıka Ruhul Azam ve Ruhul Kudusü tam yansıtır. Bu ruhlarla donanır. Bu suretle kul Hakk’a karşı irfanını arttırmış olur. Gece uykudan uyanan kişi namazda duruşuyla nefsi natıkasını bu vasıfları kazanır. Zikirlerle de (Kur’an) Allah ile beraberliğini fiilen yaşar. Potansiyel halden kinetik hale geçer ki aksiyon ehli olur ve çok zikredenler sınıfına dahil olur.
Namazda bu nedenle farz kılınmıştır. “Namazı ikame edin. Çünkü namaz müminler üzerine vakit vakit farz kılınmıştır” (Nisa/103).
Gece namazı farzın dışında nafile namazdır. “Kulum nafilelerle bana yaklaşır. Ben bu suretle onu severim. Onu sevincede gören gözü, işiten kulağı, söyleyen dili, yürüyen ayağı… olurum” işte nafilelerle yaklaşma ile de kul sevilen olur, Hakk’ın söyleyen dili, işiten kulağı, gören gözü… olur. Bu Hakk’la Hakk olmaktır. Başka bir ifadeyle hüviyet beraberliğini ve bekayı kazanmasıdır. Kulun Hakk’ı zikri, Hakk’ın kulu zikri olmuş olur. “Çık aradan kalsın yaradan” dedikleri haldir. Yunus’un “Ete kemiğe büründüm Yunus diye göründüm” buyurduğu haldir. Kamil insan, veli ve arifibillah olmaktır. Nefsi natıkanın Kur’an-ı Natık olmasıdır. Hz. Ali’nin buyurduğu “Ben yaşayan Kur’anım” buyurdukları haldir. Bu hale nafilelerle, nefsi natıkanın uyanıklık içinde Hakk’ı zikriyle ulaşılır.